Biz size güvenmiyoruz

Spread the love

Antalya’da müze tartışması bitmek bilmiyor. Bitmek bilmesin de zaten.

Kafa kağıdında ‘Antalya’ yazan ama Antalya’yı bilmeyen, sadece Antalya’nın güzelliklerini paraya çevirmekte mahir bir bakan ve onun etrafında öbekleşen birkaç kişi, oturmuşlar Ankara’dan, Antalya Müzesi’nin yıkmaya yerine yenisini yapmaya karar vermişler.

Açıklamaları da ‘müze depreme dayanıklı değil. Yıkıp yenisini, daha güzelini yapacağız.’

Bunu daha önce de yazmıştım, bir kez daha tekrar edeyim.

Oldum olası, bu ‘yıkıp yenisini, daha güzelini yapma’ anlayışı ile aram hoş olmadı. Yıkmanın gerekçesi olarak sunulan ‘yeni’ ve ‘daha güzel’ nitelemelerini, yıkımın üzerini kaplayan pamuk şekeri gibi gördüm hep. Aslında yıkılan bir kültür. Yeni ve daha güzel olan ise bize dayatılan kültürsüzlük gibi geldi bana her zaman.

Antalya müzesinin depreme dayanıksızlığı konusuna gelince, İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi iki gün önce açıklama yaptı.

Deprem analiz raporu yok.

Bu mantıktan gidersek, gelin Pisa Kulesini de yıkalım, yerine eğik durmayan tıpkısının aynısı bir Pisa Kulesi yapalım.

Aslında mesele Antalya Müzesinin depreme dayanıklı olup olmaması değil.

Mesele, Antalya Müzesi adı altında, 2,5 Milyar TL’lik kaynak aktarımı.

Sorun bu olunca da elbette Antalya Müzesi de yıkılır, Pisa Kulesi de.

Biz, “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” deriz, onlar “söz konusu sermayeyse gerisi teferruattır” derler.

Antalya Müzesi yıkılamaz mı?

Elbette yıkılabilir. Kullanım ömrünü tamamlamışsa ve yapılacak başka bir şey kalmadıysa, yıkılabilir.

Ama bunun kararını yine Antalya ve Antalyalılar verir.

Ankara’da oturup da sağa sola kaynak yaratma derdinde olanlar değil!

Bu, birinci sorunumuz.

İkincisine gelelim.

Şu anda, benzer nedenlerle Türkiye genelinde 35 müze kapalı.

Örneğin, 2012 yılında güçlendirme çalışması bahane edilerek, Mersin Anamur kapatılmış.

Hâlâ da kapalı.

Meraklısı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın internet sitesinden tam listeyi bulabilir.

Müzeler, kültür aktarımının en önemli araçlarından birisidir. Bir müzeyi kapattığınızda, sadece bir binanın kapısına kilit vurmuş olmuyorsunuz. Yüzlerce yılda biçimlenen insanlık mirası olan kültür aktarımına ket vurmuş oluyorsunuz.

Bu da bir ağacın köklerini budamaya benziyor.

Antalya Müzesi de kapatılarak Pamfilya, Likya uygarlıklarını yok sayılıyor.

Çünkü iktidar, kültürü sadece kendinden mütevellit bir unsur sayıyor ve bizi de bu şekle sokmaya çalışıyor.

Biz bu kalıba girmeyeceğiz.

Bu nedenle de Antalya Müzesi konusunda, başka konularda da olduğu gibi, biz size güvenmiyoruz Sayın Bakan ve etrafındaki bir avuç zümre!

Sevgili Teslime Tosun’a öykünerek, ben de bugün bir not yazayım.

NOT: Antalya Müzesi yıkılıyor. Antalya milliyetçiliğine toz kondurmayanalar, neredesiniz! Antalya milliyetçiliği, sadece siyasilerin nereli olduklarıyla mı sınırlı?